Son yıllardaki gelişmeler, ofisin alanlarının
var olabilmesi için bu konuda farklı düşünmeye başlamamız gerektiğini açıkça
göstermiştir. Ofise geri dönmeyen insan sayısı, ofislerin potansiyel gelişme ihtiyacının
altını çiziyor ve işyerlerimizi araçlarımızın ve teknolojimizin geri kalanıyla uyumlu
hale getirmemiz gerektiğini gösteriyor.
Araştırmalar, yüz yüze iletişim, sosyal
etkileşim ve işbirlikçi çalışmanın önemli birer ihtiyaç olduğunu ve bunların
insanlar aynı alanı paylaştığında ortaya çıkan ve sanal ortamda elde edilmesi
hala çok zor olan ince iletişim biçimlerinin oluşmasına yardımcı olduğunu
ortaya koyuyor. İnsanoğlu olarak yüz yüze kişisel etkileşime ve buna imkan
verecek fiziksel alanlara ihtiyacımız var. Bizler sosyal varlıklarız ve
gelişmek ve kendimizi ortaya koyabilmek için zengin bir etkileşime ihtiyaç
duyuyoruz. Geleneksel olarak ofislerimiz bu işlevi yerine getiriyordu; kullanımımıza
sunulan cihazlar ve mobilyalar sabitti ve çalışmalarımızın gerçekleşmesi için
ortak bir alana ihtiyacımız vardı.
Çalışma şeklimiz değişti ancak ofislerimiz tam
olarak adapte olmadı. Ofise yaklaşımımız güncel değil ve ofis ortamımıza
benzersiz ve bağımsız bir şey olarak bakma eğilimindeyiz. Yapılacak işten
tamamen bağımsız bir kutu inşa ediyoruz, sonra ihtiyacımız olan şeyin jenerik
parçalarıyla donatıyoruz. Ofis binasını donanım olarak düşünün. Şimdi
güncellenmesi gerekiyor.
Ticari gayrimenkul ve ilgili disiplinler, ofis
alanı ihtiyacını, çalışmak, insanları barındırmak, hizmet ve fayda sağlayan
veya benzersiz bir deneyim yaratan olanaklara uygun, uygun maliyetli bir ortak
yer olarak sunmada oldukça verimli hale geldi. Bunların hepsi hala değerli ve
bizi insan olarak cezbediyor. Ancak çalışma şeklimiz ve iş yapışımız söz konusu
olduğunda, teknolojik olarak daha gelişmiş ortamlara ihtiyacımız var.
Yaptığımız işlere baktığımızda çok farklı bir
şey görmeye başlıyoruz. Bugün, işimizi nasıl yaptığımız konusunda her
zamankinden daha fazla seçeneğimiz var. İşimizi muazzam bir hız ve hassasiyetle
gerçekleştirmemizi ve iletişim kurmamızı sağlayan araçlar yaratan teknolojimiz
son derece etkili. Bu yetenekleri geliştirmeyen bir çalışma ortamına gitmeye maliyetli
ve verimsiz olduğu için direniyoruz.
İşimizi her yerden yapmamıza yardımcı olmak için
sıklıkla bir araya getirilen gelişmiş sistemleri ve araçları göz ardı edemeyiz.
Zoom, Slack ve bilgi
paylaşıp işbirliği yapmamıza yardımcı olan diğer birçok uygulama gibi teknoloji
çalışma şeklimizi çok rahat hale getirdi. Ancak günün sonunda, en yaratıcı ve
en derin iletişim seviyeleri için yüz yüze toplantılara ihtiyacımız var.
İşin tamamlanması için ofislerin modern araçları
eksiksiz bir şekilde benimseyerek kullanıcıları ve ekipleri içine çeken,
tamamen entegre bir deneyim haline gelmesi gerekir. Gerçek şu ki, çalışma
alanımız fiziksel, sanal, dijital, artırılmış gerçeklik, karma gerçeklik ve
daha fazlasını içeriyor. Bu platformlar daha verimli performans göstermemizi sağlıyor
ve muazzam esneklik sununuyor. Bina donanım olabilir, ancak kullanıcı deneyimi
hakkında dikkatlice düşünmemiz gerekir, aksi takdirde ofis değeri azalan bir
kutu olarak kalır.
İşimizi nasıl yaptığımız, ekibimiz, gerekli
destek ve kullandığımız araçlar hakkında sorular sormamız gerekiyor. Standart
yok. Her kuruluş benzersizdir ve kendi alanını ve gerekli araçlarını
geliştirmelidir. Kolektif olarak tüm organizasyon tarafından benimsenen,
liderlik tarafından desteklenen ve kurum genelinde kapsamlı bir şekilde iletişilen
bir çözüm gerektirir. Bunu yapana kadar, insanlar belki de kurumları değil, bir
birey olarak kendilerine en uygun ortamı seçmeye devam edecekler.
Her kuruluşun yaptığı işi daha iyi
destekleyebilmek için nasıl çalıştığına, kullandığı araçlara, nasıl iletişim
kurduğuna ve etkileşime girdiğine ve çalışma ortamına daha derin bir şekilde
bakması gerekir. Kuruluşun ihtiyaçlarını ve hedeflerini karşılamak için
araçları ve iletişimi nasıl entegre edeceğimizi daha iyi anlamamız gerekir.
Daha iyi bir çalışma alanı yaratmak için gerekli olan disiplinleri tam olarak
kullanmamız gerekir.
Ofis, iş yapmak için bir araçtır, ancak çalışma
şeklimizi geliştirmek için uygun ve uyumlu olması gerekir. Kuruluşlara ve onu
kullanan insanlara değer ve fayda sağlamalıdır. Ofisler, daha iyi teknoloji ve
araçlar hızla ortaya çıkarken, durgun kalamaz veya eski tasarımı yeniden
üretemez.
Öncelikli husus, nasıl çalıştığımız ve çalışma
alanımızın onu kullanan insanları nasıl kucakladığı, etkinleştirdiği, ilham
verdiği ve güçlendirdiği olmalıdır.